DOĞUMUN İKİNCİ EVRESİNİN YÖNETİMİ Akkoca A.

FIGO Güvenli Annelik ve Yenidoğan Sağlığı Komitesi DOĞUMUN  İKİNCİ  EVRESİNİN  YÖNETİMİ makalesi üzerine çevirmenin yorumları

 

Geleneksel tıp eğitiminde, doğumun üç evresi olduğu öğretilmekle beraber ebelik eğitiminde dördüncü evreden bahsedilmektedir.

1.Evre: Rahim ağzının bebeğin geçebileceği kadar tam açık olmasına kadar olan süre

2.Evre: Rahim ağzının tam açık olmasından, bebeğin doğumuna kadar olan süre

3.Evre: Bebeğin doğumundan, plasentanın çıkmasına kadar olan süre

4.Evre: İhmal edilen, anne-bebek bağlanmasının olduğu ve emzirmenin başladığı dönemdir. Bu dönemde kordon kesilmeden, ten- tene temas hemen sağlanmalı ve sağlıklı bir bebekle ilgili rutin işlemler birkaç saat sonrasına ertelenmelidir.

 Gebeye mutlaka eşi, annesi veya başka bir akrabası, arkadaşı doğum destekçisi olarak eşlik etmelidir. Doğum destekçisi değişik kültürlerde, farklı kişiler olabilmektedir. Gebe ve eşlik eden kişiye, doğumun her safhasında, yapılacak müdahaleler konusunda bilgi verilmelidir. Bu, gebenin doğum tercihlerine saygı duymanın temel kuralıdır ve tüm kararlar beraber ortak alınmalıdır. Gebe ve eşlik edenin mahremiyetine özen gösterilmelidir. Ülkemizdeki doğum odalarının paravan veya perde tarzı materyallerle ayrılması bu mahremiyeti sağlayamamakta, doğum doğal fizyolojisini etkilemekte, bu da müdahale oranını arttırmaktadır. Doğum bilindiği üzere ilkel beynin bir fonksiyonudur. Her türlü ses, ışık, gürültü ile bloke olmaktadır. Birçok gebenin bir odada, NST sesleri, konuşma sesleri, ortam mahremiyetini sağlayamamakta, gebe kendini güvensiz hissetmektedir. Müdahale kaçınılmazdır.

Ülkemizde yaygın olarak, ikinci evrede sırt üstü pozisyonlar tercih edilmekte, bu plasental dolaşımı bozarak, bebeğin oksijenlenmesini ve bebeğin pelvisde uyumunu bozmaktadır. Gebenin dik pozisyonlarda ıkınmaya teşvik edilmesi, kuyruk sokumunun arkaya doğru esneyerek pelvis çıkımının genişlemesini sağlamaktadır. Aynı zamanda bu, gebelerin rahat ettiği bir pozisyondur.

 Gebe tam açık ve ıkınma hissi geldiğinde, ıkınmaya teşvik edilmelidir. Ikınma hissi gelmeden, ıkınmanın başlatılması, dışarıdan itme, vakum gibi müdahale oranını arttırmakta, gerek gebenin, gerekse sağlık personelinin yorgunluğuna ve sabırsızlığına yol açmaktadır. Ikınma başladıktan sonra, ilk gebelikte 2 saatten fazla, önceden doğum yapmış gebede 1 saatten fazla ıkındırılmamalıdır. Özellikle rahim ağzı tam açık olduğun andan itibaren ıkınma hissi gelinceye dek veya 1-2 saat beklemek müdahale gereksinimini azaltacaktır.

 Rutin epizyotomi uygulamasının, şiddetli yırtık, pelvik organ sarkmasını önlediğine dair yeterli kanıt yoktur. Epizyotomi, dışarıdan itme, yanlış nefesle ıkınma, iri bebek, bebek kalp atışının bozulması, vakum doğum gibi seçilmiş vakalarda, lokal anestezi ile yapılmalıdır.36.Haftadan itibaren perineal masajla hazırlık yapmış, aktif pozisyonlarda ve yavaş, uygun doğum nefesiyle ıkınan gebede, epizyotomi gereksinimi azalmaktadır.

 Fetal kalp atışları, her kasılma arasında dinlenmeli, özellikle riskli gebede, ülkelere göre ihmal edilen tansiyon ve nabız kontrolleri yapılmalıdır.

 Kasılmalar seyrek, kalp atışları normal ise, oksitosin infuzyonu ile kasılmalar desteklenmelidir.

 Baş ilerlemiyor, ikinci evre uzamışsa veya fetal bradikardi varsa, eğitimli sağlık personeli tarafından vakum uygulanması, sezaryen oranını azaltacaktır. Vakumda forcepse göre anneye ait yaralanmalar daha az görülür. Kiwi gibi elde taşınabilen vakum aletleri, çekiş gücü ve kolay uygulandığından tercih edilmektedir.

 Su doğumu, vücudun doğal bir ağrı kesici hormonu olan endorfin seviyesini arttırmakta, psikoloji olumlu etkilenmekte, suyun beden gevşemesinde pozitif bir rol oynamaktadır.

 Uygun yasalarla, ebelerin doğum sahası dışında görevlendirilmeleri engellenmeli, ebelerin sık rotasyonundan kaçınılmalıdır. Ebeler, evrak, kayıt rutininden kurtarılmalı, gebeye dokunmalı, destek olmalı, empati kurmalıdır. Doğumların medikalize hale gelmesi, ebeyi hemşirelik bakımı ve sadece doktor yardımcısı bir pozisyona sokmuş, iş yoğunluğu; sevgi, şefkat ve desteği unutturmuştur. Ebelerin, yasalarla bürokratik angaryadan kurtarılıp, asıl işi olan gebe takibi, desteği sağlamalı, gebelere dokunmalı, doğum coşkusuna eşlik etmelidir.

Op.Dr.Ahmet  Akkoca

 

0531 258 5198 (hafta içi 09:00-18:00)

Valikonağı Cad. Hayat Apt. No:149/3 Kat:-2Nişantaşı / İstanbul

İLETİŞİM FORMU

FacebookTwitterInstagram
© 2013-2024 İstanbul Doğum Akademisi Tüm Hakları Saklıdır.
Ceviz Bilişim