Çalışmalarımızda hamile psikologumuz ile birçok psikodrama teknikleri kullanıyoruz. Bunlardan bir tanesinde hastanelerin rutin uygulamalarını ve ailelerin bu konuda hissettikleri duyguları yaşatıyoruz, tercihlerini daha bilinçli yapmalarını sağlıyoruz. Birçok aile asla hesap edemeyecekleri gerçekleri yaşayınca çok şaşırıyorlar. Her grupta farklı şeyler yaşanıyor. Hem aileler hem de biz doğumda oluşabilecek birçok yeni duygunun farkına varıyoruz.
Kasım ayındaki eğitim grubumuzda da benzer bir çalışma yaptık. Ailelerden birine birçok müdahalenin onlara rutin olarak sunulacağı bir doğum mizanseni geliştirdik. Ayrıca bir doğum odası yarattık.
Anne odaya girdiği ve doğum başladığı zaman doğum odasına alındığında ilk yaptığı şey odayı reddetmek oldu. Doğum masası kapıya bakıyordu, bacakları açıktı ve kapıdan giren her kişi bu durumu görüyordu. Bunu mahremiyetine bir saldırı olarak algıladı ve kabul etmek istemedi. Psikodramanın en güzel yanlarından biri de bu. Hayalinizdeki her şeyi gerçekleştirmeniz için size bir fırsat sunuyor. Bu fırsat ona da verildiğinde ilk yaptığı şey doğum koltuğunu köşeye bakacak şekilde çevirmek, perdeleri örtmek ve kendine mahrem bir alan yaratmak oldu. Artık kendini güvende hissediyordu. Sadece ihtiyaç duyduğu kişileri odasına aldı ve hayal ettiği doğumunu büyük bir coşkuyla yaptı.
Peki, gerçek hayatta durum nedir acaba? Doğumda mahremiyetinize ne kadar önem veriliyor? Siz buna ne kadar önem veriyorsunuz?
Bu çalışma sırasında aklıma son doğumda yaşadıklarımız geldi. Gerçekten de doğum odası aynı anlattığım şekildeydi. Üstene bir de kapılar açıktı. Ve anne bacakları kapıya bakacak şekilde tüm çıplaklığı ile yatıyordu. İçeri gelen her kişiyle birlikte anne rahatsız oluyor ve bacaklarını kapatmaya çalışıyordu. Ben sürekli annenin yanında veya arkasında durarak mahremiyetini korumaya çalışırken, diğer personel karşısında durmaktan çekinmiyorlardı. Mahremiyet kavramını ve anne için önemini sanırım bilmiyorlardı. Yapabileceğimiz çok şey yoktu, doğumhanenin planı bu şekildeydi ve yönetim belirlediği sıkı kurallar vardı.
Geçen hafta içinde 2 annemiz yaşadıklarından dolayı bizden danışmanlık hizmeti aldılar. Her ikisinde de doğumdaki bu mahremiyet ihlali ve diğer yaşadıkları travma yaratmıştı. Çok güzel doğum yapmalarına rağmen doğumdan birçok negatif duygu ile ayrılmışlardı.
Mahremiyet ve güven doğumda en önemli kavramlardan biridir. O anda anne her türlü saygıyı hak eden en önemli varlıktır. Doğum tıpkı cinsellikte olduğu gibi ilkel hormonların ve ilkel beynimizin kontrolünde yapılır. Mahremiyet ve güven bozulduğu anda bu çalışma düzeni bozulur. Ve bu mahremiyetin doğum yapan her anneye sağlanması biz profesyonellerin ve yönetimlerin görevidir. Bunun için büyük bir maliyete gerek yoktur. Burada önemli olan doğum yapan kadının fiziksel ihtiyaçları kadar, duygusal ihtiyaçlarının da dikkate alınmasıdır.
Anne ve bebeğine saygılı doğum felsefelerinin benimsenmesidir.
Doğum masasının yönünün kapıya değil, duvara bakması bile doğum yapan bir kadın için çok önemlidir. Neden doğum masaları direkt olarak kapıya bakar zaten hala anlayabilmiş değilim. Birçok hastanede bu durumu iletmeme rağmen değişiklik sağlayamadım.
Bunun yanında doğum odasının kalabalık olmaması gerekir. Her fazla kişi annede tedirginlik yaratır. Çünkü kim olursa olsun o yabancıdır. Gereksiz ışıklar ve gürültü olmamalıdır. Doğumdaki her kişi anneye saygılı olmalı ve bunu ona hissettirmelidir. Buna doktor ve ebe de dahildir. Fazla muayeneden kaçınılmalı ve muayene öncesi anne mutlaka bilgilendirilmelidir.
Coşkulu ve huzurlu bir doğum her annenin hakkıdır. Ama mahremiyet ve güven ortamını sağlamadan bu hediyeyi onlara vermemiz kolay gözükmüyor. Bunu yolu da anne ve bebeğine saygılı doğum felsefelerinin benimsenmesinden geçiyor. Bu felsefelerin benimsenmesi de sizlerin taleplerini bekliyor.
Doğumunuza, mahremiyetinize ve bebeğinize sahip çıkın…
Dr.Hakan Çoker
0531 258 5198 (hafta içi 09:00-18:00)
Beldibi Mah. Gökbel Cad. 106. sok. Zambak Küme Evleri No:17 Marmaris / Muğla