~~DOĞUM ÖNCESİ-PRENATAL PSİKOLOJİ
Doğum öncesi psikoloji hamilelik psikolojisinden biraz daha farklıdır. Bazıları için 36. haftadan bazıları için 38. haftadan sonra başlar. Bazı gebeler ise 40.haftayı kendilerine nirengi noktası olarak saptamışlardır. Bu durum biraz da 40. haftanın 'miyad' olarak yani 'beklenen doğum zamanı' olarak kabul edilmesi ile oluşur.
Bu tarihlerden sonra gebe hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlanmaya başlar. Bu dönemin en önemli psikolojisi sabırsızlıktır. Beklemek, merak etmek, kavuşmak istemek olumlu olanlar. sabırsızlık, dayanamamak, kurtulmak istemek ise olumsuz olanlardır.
Tüm gebeliğin nasıl geçtiği, gebeliğin bitmesini isteyip istememesi, bebeğin istenip istenmemesi, doğum sonrası hayat ile ilgili tedirginliklerin derecesi, eş, aile, maddiyat, kariyer vs ile ilgili yaşanan değişiklikler bu doğuma yakın dönemin nasıl bir kalitede geçeceğini belirler. Gebelik boyunca yapılan doğuma hazırlık çalışmalarının tümü ( nefes, rahatlama, yoga, telkin , olumlama, meditasyon vs ) doğum öncesi psikolojisini de etkileyecektir.
Bu dönemde sadece gebenin değil başta eş olmak üzere tüm ailenin ve doğum takımının da bu konuda olumlu anlamda tüm desteği vermesi gereklidir. Sağlıklı seyreden az riskli gebeliklerde doktorun anne ve baba adayının tercihlerine çok dikkat etmesi, bebeğin nasıl ve ne zaman gelmek istediğine saygı duyulması, gebenin ebesi ve mümkünse doğum psikologuyla çalışmalarını arttırması gereklidir.
Anne ve baba adayı doğuma yaklaşırken hem doğumun fizyolojisi ile ilgili hem de alacakları sorumluluklarla ilgili bilgi sahibi olmalı ve doğum takımıyla bu noktada beraber çalışmalıdır.
Bu dönemde fizyolojik dinlenme kadar psikolojik destek de çok önemlidir. Arkadaş ve aile çevresinden 'daha doğurmadın mı' mesajlarının kesilmesi, eşin bu konuda aracı olup destek vermesi ve anne adayının bebeğiyle tam ve devamlı bağlantı içinde olması çok önemlidir