Geçtiğimiz günlerde Metin Hara'nın "Yol" adlı kitabını okudum. Kitabın içindeki beyin dalgaları meselesi fazlasıyla dikkatimi çekti. Benim hem doğuma hazırlık eğitimlerimde, hem de doula çalışmalarımda sıkça üzerinde durduğum yavaşlamak (içe dönmek, içgüdülerini uyandırmak), nefes çalışmaları konuları da kitapta bolca işlenmişti.
Kitabın ilk bölümlerinde beyin dalgaları ve onların nasıl çalıştığı, hayatımızda hangi durumlarda hangi beyin dalgasının etkisi altında olduğumuz basit bir dille, hepimizin anlayacağı şekilde anlatılmış. Ben de normal doğum yapmak isteyen annelere bu kitaptan da ilham alarak; doğum sürecinde beyin dalgalarının nasıl değiştiğini, doğum sürecini nasıl etkilediklerini ve normal olarak başlayıp, sezaryenla sonuçlanan doğumların aslında beyin dalgalarımızla olan ilişkisini yazmak istedim.
Doğum sürecinde beyin dalgalarının nasıl değiştiği ile ilgili bilimsel bir çalışmaya ulaşamadım, ama Pam England'ın Labyrinth of Birth kitabında da bahsettiği üzere, deneyimli doğum profesyonellerinin gözlemleri, bu dalgaların aşama aşama değiştiğine işaret ediyor. Bende destek olduğum doğumlarda aşama aşama annenin nasıl değiştiğini, hangi dalgaya girdiğini takip edebiliyorum.
İlk önce beyin dalgalarını kısaca tanıyalım.
Beta Beyin Dalgası (Uyanık Hal): Sol beyin, erkek enerji, analitik, mantıklı, sonuç odaklı, problem çözen, düşünen, dışa dönük, nesnel, alarm halinde, seni yaşamak için canlı tutar. Günlük hayatta çoğu kişi beta halindedir. En hızlı beyin dalgasıdır.
Alfa Beyin Dalgası (Uyanık Hal): Sağ beyin, dişi enerji, yaratıcı, hayal gücü, içgüdüler, sezgiler, duygular, süreç odaklı, içe dönük, öznel. Beta dalgalarına göre daha yavaştır. Meditasyon, labirent takibi, nefes egzersizleri, hayal kurmak alfa beyin dalgalarını aktif hale getirir. Tansiyon, kalp atışı ve stres hormon seviyeleri düşer. Gözler kapalı olarak yapılan gevşeme ve imgeleme çalışmaları alfa dalgalarının daha aktif olmasını sağlar.
Teta Beyin Dalgası (Uyku Hali): Derin meditasyonda yakalanabilen, uykuya dalmakla, dalmamak arasındaki dalga boyutudur. İyileştirici ve şifalandırıcı etkisi oldukça yüksektir. Dalga hızı alfadan da yavaştır. Bu dalgada beden farkındalığınızdan kopar içe dönersiniz. Biliçaltı kendiliğinden yaşanan problemlerin çözümünü bulur. Hani aklınızda bir sorun ya da kafanıza takılan bir düşünce vardır ve uykuya dalarken kendiliğinden aklınıza bir çözüm düşer. İşte o dalga tetadır.
Yukarıda yaptığım kısacık açıklama sonrasında bile normal doğumun düzgün bir şekilde ilerleyebilmesi için aşağı, yukarı hangi dalgada olmak gerektiğini anlayabilmişsinizdir.
Normal doğum biz betadayken başlar. Belki evdesinizidir, iş yapıyorsunuzdur, çocuğunuzla ilgileniyor, alışveriş için koşturuyorsunuzdur. Belki de gecedir ve uykunun en güzel yerinde garip bir his ya da hafif sancılarla uyanmış ve alarm durumuna geçmişsinizdir. Acele ile hastane yoluna koyulmak, doktora haber vermek, doğum fotoğrafçısını aramak, plan yapmak, hangi yoldan gideceğinizi düşünmek beta halinin göstergeleridir.
Hastaneye ulaştınız; şimdi ilk sırada yatış işlemleri yapmak, bir sürü soruya cevap vermek, odaya çıkmak, muayene ve medikal süreçlerin beyaz ışıklar altında başlaması yer alır. Sen aydınlık odanda karşındaki saattin akreple yelkovanını seyrederken, nst nin sesi odayı doldurur. Odadaki diğer insanlar sürekli seninle konuşmaya, kasılmalarını maç skoru gibi takip etmeye, seni neşelendirmeye çalışır. Farkında olmadan doğumun doğal sürecine sekte vurulmaya başlanmış ve sen beta beyin dalgalarıyla yoluna devam etmek zorunda kalmışsındır. Bu durum uzun zaman böyle sürerse ve sen aslında doğanın sana bahşettiği ve epidural gibi ağrı kesicilerin olmadığı zamanlarda kadınların ağrıyla bu hediye ile başa çıktığı ve seninde içinde kayıtlı o bilgiyi asla kullanamazsın. Hep betada kalırsın.
Uyanık, plan yapan, dışa dönük, bedeniyle bağlantılı, içsellikten uzak, yüzeysel, analitik, mantıklı, sonuç odaklı, erkek enerjili ve sol beyinin işi değildir normal doğum. He olmaz mı, tabi olur. Yukarıda anlattığım beta dalgalarını tetikleyen etkenlerden dolayı bedenin doğurmana izin vermez. Çünkü betadaki insanlar ya kaçma ya da dövüşme eğilimindedirler. Doğumun hormonları sen betadayken etkin bir şekilde çalışamaz, doğumun yavaşlar ya da durur. Şimdi günümüzün doğum ortamlarını düşünürsen neden bu kadar çok ilacın doğum sürecine katıldığını daha iyi anlayabilirsin.
Betadaki bir kadın doğum dalgalarıyla da başa çıkamaz; çünkü betada teslimiyet yoktur, stres ve gerginlik vardır. Doğum ilerledikçe eğer kadın mahremiyet dolu, az ışıklı, sessiz bir ortamdaysa ve destekleniyorsa, beyin dalgaları yavaşlar sonunda alfaya ve doğumun daha da ilerlemesiyle tetaya ulaşır. Hala uyanıktır, ama sürekli uyku halindedir, teslim olmuştur. Artık sağ beyin aktiftir, yaratıcıdır, sezgiseldir, ilkeldir, rahimin kasılmaları sırasında gözleri genellikle kapalıdır, düşünen, mantıklı tarafı devre dışıdır, konuşmaz, ağrıyla başeder, etrafında fazla insan istemez, neyi neden yaptığı anlaşılmaz, ses çıkarır, tamamen içgüdüseldir ve artık doğum yuvasına ulaşmıştır.
Doğurmak için betadan alfaya, alfadan tetaya doğru bir yolculuğa çıkmalısın. Doğum yuvan tam da bu yolun sonunda bir yerlerde. Bunu deneyimlemek için biraz frene bas ve yavaşlaman için sana en büyük yardımı sağlayacak nefes egzersizlerini günlük olarak çalışmaya başla.
Doğuma hazırlık eğitimlerinde aldığın sol beyin bilgilerini kullanıyorsun, şimdi sana hatırlatmak istediğim sol beyinle doğum yapamayacağın. O bilgileri günümüz doğum şartlarında haklarını savunmak için kullan ve eğitimlerde öğrendiğin nefes tekniklerini hayatının bir parçası haline getir. Doğuma kadar hergün tekrar et, bedenine işle, işle ki doğum dalgalarıyla başa çıkabilmek çok daha kolay olsun.
Son olarak Sevgili Metin'in (kendisini tanımıyorum ama adıyla hitap etmek içimden geldi) kitabından bir alıntı yapmak istiyorum.
"Sahip olduğun bilgiyi kullanmadığın sürece, ona sahip olmak seni ayrıcalıklı kılmayacaktır."
Özge Taşkın
0531 258 5198 (hafta içi 09:00-18:00)
Beldibi Mah. Gökbel Cad. 106. sok. Zambak Küme Evleri No:17 Marmaris / Muğla